Muhammed Şahin - Videolar

Kabir hayatı anlatılmaktadır.

Tasavvufçuların en büyük şirki anlatılmaktadır.

Kabirde ölüye telkin anlatılmaktadır.

Niyet, her amelin temelidir. Bu sebeple insanın amelinin kabul veya red edilmesi, ancak onu işleyenin niyetine göredir.Dolayısıyla her kim, bir ameli ihlaslı olarak Allah Teâlâ için işler ve onunla âhiret yurdunu elde etmek isterse, ameli de Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünnetine uygun olursa, ameli ondan kabul olunur.Her kim de Allah Teâlâ’dan başkası adına o ameli işlemeye niyet eder veya amelini ihlaslı olarak yapmayıp o ameline, Allah Teâlâ ile birlikte bir başkasını ortak koşarsa, ameli red olunur ve o amel (kıyâmet günü) sahibinin başına belâ olur.

Niyet, her amelin temelidir. Bu sebeple insanın amelinin kabul veya red edilmesi, ancak onu işleyenin niyetine göredir.Dolayısıyla her kim, bir ameli ihlaslı olarak Allah Teâlâ için işler ve onunla âhiret yurdunu elde etmek isterse, ameli de Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünnetine uygun olursa, ameli ondan kabul olunur.Her kim de Allah Teâlâ’dan başkası adına o ameli işlemeye niyet eder veya amelini ihlaslı olarak yapmayıp o ameline, Allah Teâlâ ile birlikte bir başkasını ortak koşarsa, ameli red olunur ve o amel (kıyâmet günü) sahibinin başına belâ olur.

Niyet, her amelin temelidir. Bu sebeple insanın amelinin kabul veya red edilmesi, ancak onu işleyenin niyetine göredir.Dolayısıyla her kim, bir ameli ihlaslı olarak Allah Teâlâ için işler ve onunla âhiret yurdunu elde etmek isterse, ameli de Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünnetine uygun olursa, ameli ondan kabul olunur.Her kim de Allah Teâlâ’dan başkası adına o ameli işlemeye niyet eder veya amelini ihlaslı olarak yapmayıp o ameline, Allah Teâlâ ile birlikte bir başkasını ortak koşarsa, ameli red olunur ve o amel (kıyâmet günü) sahibinin başına belâ olur.

Konuşmacı bu derste, ehl-i sünnet vel-cemaate göre kaza ve kaderin tanımını ve bununla ilgili konuları açıklamaktadır.

Konuşmacı bu derste, ehl-i sünnet vel-cemaate göre îmânın tanımını açıklamaktadır.

Ehl- Sünnet vel-Cematin genel özelliklerinin belirli vasıfları delillerle açıklanmaktadır.

İsa ilah mıdır? İslâm dâvetçisi Ahmed Deedat ile İsveçli Pastor Sjoberg arasındaki geçen bir münazaradır.

Nuh -aleyhisselâm-’ın kıssası

Çocuklara Akide Dersleri

Gençlere akide derslerinin 8. bölümü; "Kur’an Allah’ın kelâmıdır" hakkındadır.

Gençlere akide derslerinin 7. bölümü; "Peygamberim Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’dir" hakkındadır.

Gençlere akide derslerinin 6. bölümü; "Dînim İslâm’dır" hakkındadır.

Gençlere akide derslerinin 5. bölümü; "Ben, yalnızca Rabbim olan Allah’a ibâdet ederim" hakkındadır.

Gençlere akide derslerinin 4. bölümü; Allah’ın varlığını nasıl bilirim? hakkındadır.

Gençlere akide derslerinin 1. bölümü; Rabbin kimdir? Rasûlün kimdir? Dinin nedir? 2. bölümü; Allah nerededir? Seni kim yarattı? Allah seni niçin yarattı? 3. bölümü ise; Rabbi tanımak hakkındadır.

İnsanlara dînleriyle ilgili şeyleri öğretmek ve onları iyiliğe dâvet etmek, peygamberlerin yaptıkları ve Allah Teâlâ’nın kendilerini bunun için gönderdiği bir davranıştır ki bu, en büyük görevdir. Allah Teâlâ, bu görev için insanların en fazîletlisini seçmiştir. Bu sebeple Allah Teâlâ, bir kimseye insanlara dînlerini öğretmek ve onları iyiliğe yöneltmek için peygamberlerin yolunda yürümeyi muvaffak kılarsa, hiç şüphe yok ki o kimse, ilmin yayılması ve iyiliğin emredilip kötülükten alıkonulması gibi yeryüzünde iyiliğin meydana gelmesine ve Allah Teâlâ’nın insanlar üzerindeki huccetini ikâme etmesine vesîle olduğu için büyük bir iyiliğe nâil olmuş olur.

İnsanlara dînleriyle ilgili şeyleri öğretmek ve onları iyiliğe dâvet etmek, peygamberlerin yaptıkları ve Allah Teâlâ’nın kendilerini bunun için gönderdiği bir davranıştır ki bu, en büyük görevdir. Allah Teâlâ, bu görev için insanların en fazîletlisini seçmiştir. Bu sebeple Allah Teâlâ, bir kimseye insanlara dînlerini öğretmek ve onları iyiliğe yöneltmek için peygamberlerin yolunda yürümeyi muvaffak kılarsa, hiç şüphe yok ki o kimse, ilmin yayılması ve iyiliğin emredilip kötülükten alıkonulması gibi yeryüzünde iyiliğin meydana gelmesine ve Allah Teâlâ’nın insanlar üzerindeki huccetini ikâme etmesine vesîle olduğu için büyük bir iyiliğe nâil olmuş olur.